25-05-2008

Marsilya gezisi

Gezi notlarimizi paylasacagim bu bolumde oncelikli amacim bu sehirlere gidecek olanlarin yazacaklarimdan faydalanabilir olmalari. Bizim gezilerimizin en onemli ozelligi city-trip olmalari ve budget-trip olmalari. Esim ve ben sirt cantalarimizla, en fazla 5 gun olacak sekilde geziyoruz. Gezerken genelde yerel ulasim araclarini tercih ediyoruz. Belediye otobusu, tramvay, tren vs…Bu sekilde o sehirdeki hayat akisini daha yakindan gorebiliyoruz. Konakladigimiz otellerin ucuzluguna degil, temiz ve konforlu olmasina dikkat ediyoruz. Bunun icin gitmeden once internetten hotel reviewleri okuyoruz ve onceden rezervasyon yapiyoruz.

Sizlerle ilk paylasacagim gezimiz subat 2007 de esimle gitigimiz Marsilya. Marsilya, daha onceleri gitsekte gorsek dedigim bir yer degildi. Hatta pek tanimiyordumda bu sehri. Marsilya’ya gitmeye cok ani karar verdik. Gitmeden internetten Marsilya hakkinda biraz bilgi topladik ve gezilecek yerlerin ciktisini aldik. (bunu her geziye gidecegimizde yapiyoruz...)


Normalde sehir merkezine 30 km uzaklıktaki Marsilya havaalanından her 20 dakikada bir hareket eden otobüsler, yolcuları Saint Charles Gar’ına getiriyor. Oradan taksi ya da metro ile gideceğiniz yere ulaşıyorsunuz. Marsilya havaalanina gece gec saatlerde indigimizden sehir icine goturecek otobusler calismiyordu. Oradan bir taksiye binerek Marsilya sehir merkezine indik. Gece gayet issiz ve sessiz bulduk Marsilya’yi. Her ne kadar turistikte olsa, geceleri cok issiz. Sokakta bizden ve onumuze cikip aheste aheste uzerimize dogru yuruyen muhtemelen sarhos bir fareden baska cok az kisi vardi…:)

Marsilya dunyanin en eski sehirlerinden biri…ayrica Akdeniz’in en buyuk ticari limanina sahip. Fransaninda en buyuk varoslarindan sayilan Marsilya gorulmeye deger bir sehir…

Kaldigimiz otel, Marsilya’nin eski liman adi verilen ve merkez sayilan yerdeydi. Bu da bizim icin buyuk avantaj oldu. Tum gezilecek yerler yurume mesafesindeydi. Ertesi sabah kendi topladigimiz bilgilere ragmen eski limandaki tourist info dan city map ve digger bilgileri aldik. Marsilya’nin yerli halkina ragmen ingilizce bilen birilerini burada gormek ne kadar rahatlaticiydi sormayin…

Marsilyada gezdigimiz yerler:



Eski liman (Vieux-port): Bu eski liman denilen Akdeniz’in en buyuk ticaret limani tam bir dogal guzellige sahip…bakmaya doyamayacaginiz manzarasi, her sabah taze tutulmus baliklarin satildigi limanin boyunca uzanan balikcilar…Liman cevresinde yanyana bircok balik restaurantlari…(Biz bu restaurantlarda yemeyi tercih etmedik. Icimiz rahat yemek yiyebilmek icin fast-foodu tercih ettik.)




Opera binasi: Sehir merkezinde bulunuyor. Etrafinda kucuk ama guzel bir park var…Gezmekten yorulanlarin dinlenme noktasi…











Fish market: Muthis kalabalikti…Taze tutulmus baliklarin bazilari suyun icinde canli canli alicisini bekliyordu…

Notre- Dame de la Garde: Benim cok begendigim bir yapit (bazilika). Marsilyayi en yuksekten izleyen (160 metre) bir tepede. Biz bu tepeye yuruyerek ciktik…Resmen ciktik yani cok dik bir yokustan…nefes nefese kaldigimizi hatirliyorum…yalniz buna degdi…yukardan bakildiginda tum sehir ayaklarinizin altinda…ayrica bazilikanin en ustunde bulunan altin Maria heykelide gozkamastirici.

Velodrome olimpik stadyumu: Esimin gormek istedigi bir yerdi..Metroyla gittigimiz Velodromeda stadyumun icine giremedik ama etrafini gezdik ayrica stadyumun onunden kalkan otobuslerden birine binip daha kenarlari gezip gelelim dedik. Hic planda yokken otobusle uzun bir sure yolculuk yaptik. Cok hos akdeniz evlerinin bulundugu yerleri gormemize vesile oldu…buyuk bir alisveris merkezinde durduk…orayida gezdik, birkac alisveristen sonra ters istikamette tekrar otobuse binerek velodroma, oradanda vieux-porta geldik.

St. Charles Gar’ı: Sehrin yüksek tepelerinden biri üzerinde kurulu... Garı şehrin merkezine bağlayan Boulevard d’Athenes caddesine doğru alçalan merdivenlerin en üst basamağından aşağıya bakınca tüm şehrin ayaklarınızın altında olduğu hissi veriyor. Bazıları şehrin merkezi olarak, St Charles Garı'nı bazıları ise ‘Le Vieux-Port’ denilen eski limanı kabul ediyor. Bizde sehir ici metro baglantilarimizda ve havaalani transferimizde bu gari kullandik...

Marsilya’yi genel olarak cok pahali bulmadik. Tasima araclarinin ucretleride oldukca makul...Hollanda’ya kiyasla magazalar ucuz bile...

Ilgimizi ceken guzel bir ozellik: Marsilya’da Hollanda’da alistigimizin tersine dukkanlar buyuk taninmis franchise dukkanlarin tersine Turkiye’deki gibi kucuk ve dar...Kucuk butikler, ayakkabicilar, kirtasiyeler, kuyumcular, pastaneler vs.. Marsilya’da diger Fransiz sehirlerinde oldugu gibi Cezayir ve Fas’lilar cogunlukta. Muthis asimile olmus bu milletleri bir Fransizdan ayirmak neredeyse imkansiz...Gezerken gordugumuz ve hos bir ortami olan bir pastaneye girdik. Muhtemelen cezayirli yada fasli olan sahipleri oturulan sandelye-masalardan, isiklandirmaya kadar Fas conceptinin uygulamislar. Yalniz istedigimiz pasta-tatlilardan hicbirini sevmedim (halbuki cok guzel gorunuyorlardi...) ve birkez daha anladimki ben baska ulkelerin mutfaklarina hic acik degilim...

Cok ilgincti...bir kuyumcuya girdik...Girer girmez cok ilginc bir manzara ile karsilastik. Tezgahta bir genc musterilerle ilgilenirken, tezgahin ardinda bir yahudi (kiyafetinden,orgulu sacindan, yuvarlak gozlukleri ve kipasindan anladik...) elinde tevrati sallanarak miril miril tevrat okuyordu. Giren cikan oldugu halde kendinden gecmis, etrafina bakmiyordu bile. Bir sure ibadet yapan bir yahudiyi cok yakindan izleme imkanimiz oldu. O an gozlerimden hic gitmez...Kisaca Marsilya, gezilesi, gorulesi bir yer...

Geen opmerkingen: